9 Ağustos 2010

.ruh ruleti

derinlik sarhoşu

bulutun üzerinde

tarifsiz acı

tarafsız bölge

yıkık duvarlarda

kırık parmaklar

anıların uyuduğu

toplu mezarlar

göz yanılsaması

kramplı sancılar

tutku füzeleri

yıkılan defanslar

nikotin bantları

yara kabukları

kalp tasması

ruh kelepçesi

tırnak piçleri

lazer kesikleri

kırık tuğlalar

dinamit fitili

kaos tribi

kırık umut

bozuk bir ruh

pas tutan sulh

yaralanmış

parçalanmış

piç edilmiş

mızraklarla

ruh ruleti

sanki birazdan

ölecekmişiz gibi,

öp beni.





dudaklarımdan çekti

şarap süngeri dilini

sürekli ölüyoruz, dedi

doğduğumuz andan beri

durmaksızın ölüyoruz.

biliyorum, dedim

yola çıktığımızdan beri

bitişe ilerliyoruz

yaşadığımıza inanırken

aslında çürüyoruz.

siktir etmemiz gerekirdi

bu tip fikirleri

ama infilak kafası

kırılmış aynalar

kapanmayan bir yaradan

ayakucumuza damlayan

durdurulamaz kan

toksinli nehir misali

zehirleyerek akan

sakinleş yine de

derin bir nefes al

yorma zihnini

dışarıda bir yerlerde

bir bomba var

acılarımızı dindirecek

bu mikrop yuvası şehri

tüm sokakları

bütün caddeleri

evlerin odalarını

etki alanı içindeki

her şeyi

hiç edecek

bir bomba var

dışarıda bir yerlerde

ne sen ne de ben

önemli değiliz

toplu bir yıkımı

düşündüğümüzde

bizler harcanabiliriz

kirli ve değersiziz

ölerek deneyimliyoruz

gövdedeki esaretimizi

vakti geldiğinde

kozadan çıkan kelebek gibi

çekip gideceğiz

her geçen an

ruh ruleti

sanki birazdan

toza dönecekmişiz gibi,

öp beni.





fitildeki ateş

geri sayım

patlayan bomba

parlayan ışık

gölgeden şehir

ılık rüzgar

devasa mantar

toz bulutu

uçuşan saçlar

son nefes

toplu katliam

her zerremizde

kalıntıları var

zaman geçer

çürüme devam eder

zaman geçer

çürüme devam eder

bir çıkış yok

bu yüzden düşünme

böyle boktan şeyleri

her düşünce

parçalayan

yaralayan

piç bırakan

iddialarla

ruh ruleti

sanki birazdan

infilak edecekmişiz gibi,

öp beni.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder